Derin Deniz Deşarjı

DERİN DENİZ DEŞARJI
“Alıcı ortamın yeterli arıtma kapasitesine sahip olduğunun mühendislik çalışmaları ile tespit edilerek alıcı ortamlarda denizin seyreltme ve doğal arıtma süreçlerinden faydalanarak atık suların sahillerden belirli uzaklıklarda deniz dibine boru ve difüzörlerle deşarj edilmesidir.”
                                                                                                              (SuKirliliğiKontrolYönetmeliği- Mevzuat:4)
Difüzör:
“Alıcı ortamlara verilen atıksu bulutunun seyreltilebilmesi amacıyla; atıksu borusunun ucuna eklenen ve çoklu bir jet akımı sağlayan özel bir donanımdır. “
(SuKirliliğiKontrolYönetmeliği- Mevzuat:4)
DENIZ DESARJI UYGULAMALARI

1- Deşarj Öncesi Atık su Arıtımı

Derin deniz deşarjı ile alıcı ortamlara doğrudan yapılan atık suların boşaltımından önce, öngörülen sınır değerlere kadar arıtmayı sağlamak gerekmektedir. Bu İşlem; Ön Arıtma’dır.
Mekanik arıtım: Çok küçük yerleşim birimlerinde atıksuların deşarjdan önce ızgaradan geçirilmesi önerilmektedir. Izgara sonrası kum tutucu olması deşarj terfi merkezindeki pompaların ve deşarj hattının ömrünü uzatacak ve bakım masraflarını azaltacaktır.

Biyolojik arıtım: Orta ve büyük şehirlerin atıksularına deşarj öncesi, aktif çamur, biyodisk, stabilizasyon havuzları başta olmak üzere çeşitli biyolojik arıtma yöntemleri uygulanmaktadır. Bu sistemlerde %85-95 oranında organik karbon giderimi sağlanmaktadır. Klasik aktif çamur sistemlerinde nütrient giderimi %30-45, stabilizasyon havuzlarında ise %40-50 aralığındadır. Bu yüzden nütrient gideriminin önem taşıdığı alıcı ortamlara deşarj öncesi nütrient giderimi de uygulanmalıdır.

Fiziko-kimyasal arıtım: Küçük ve orta büyüklükteki yerleşim birimleri ve endüstriyel atıksular için en çok uygulanan deşarj öncesi arıtım yöntemidir. Fizikokimyasal arıtma yöntemlerinin arazi ve enerji gereksinimi biyolojik sistemlere kıyasla daha azdır, sıcaklık değişimlerinden etkilenmezler ve istenildiğinde mevsimlik olarak çalıştırılabilirler. Fiziko-kimyasal arıtım ile %90 PO4, %30-40N, %70-80 BOI5 ve %50-90 ağır metal giderimi sağlanabilmektedir. Kimyasal arıtımda giderilemeyen askıdaki fosfor kimyasal arıtım sonrası hızlı kum filtresinde giderilir. Fizikokimyasal arıtımın bir dezavantajı fazla çamur evsel atıksular için biyolojik arıtıma kıyasla 1.5-2 katı fazla çamur çıkmasıdır.

Dezenfeksiyon: Atıksuyun deşarj edileceği alıcı ortam şartlarına bağlı olarak doğrudan, mekanik veya biyolojik arıtım sonrası atıksular dezenfekte edilerek alıcı ortama deşarj edilirler. Dezenfeksiyon için klorlama, ozonlama veya UV yöntemleri kullanılır.
Başlangıçta sadece mekanik ön arıtma birimlerini içeren arıtma tesisi nüfus artışı ve yatırım olanaklarına paralel olarak geliştirilerek belli bir süre sonra 2., gerekiyorsa 3. kademe biyolojik arıtma eklenebilir. Deşarj hattının uzunluğu deşarj öncesi yapılacak arıtma derecesine göre tasarlanır. Bu
yüzden atıksuların mekanik arıtım sonrası biyolojik arıtımdan da geçirileceği düşünülerek deşarj borusu uzunluğu sadece mekanik arıtım yapılması durumuna göre daha kısa tutulur. Herhangi bir nedenle biyolojik arıtım ünitesi devre dışı olduğunda deniz daha fazla kirlenir. Deşarj borusu uzunluğunun çok emniyetli seçilmesi durumunda bu tür riskler ortadan kalkar.

                                                           Deşarj Şartları
·         Denizin estetik görünüşünü bozan yüzücü katı maddeler ve yağ-gres, deşarjdan önce atıksudan ayrılmalıdır.
·         DDT, PCB, PCP, ağır metaller, solventler v.b. zehirli maddelerin kaynakta ayrılması yoluna gidilmeli, hiçbir şekilde atıksuya karışmasına meydan verilmemelidir.
·         İyi projelendirilmiş ve yeterince uzun deşarj hatlarında BOI, askıda katı madde, çözünmüş oksijen, tuzluluk ve besi maddeleri gibi kirlilik parametreleri fazla önem taşımamaktadır. Ancak hassas bölgelere deşarj edilen besin elementi yükü alıcı ortamda ötrofikasyona neden olabileceğinden dikkatle irdelenmelidir.

Su Kalitesi Standartları

Su kalite standartları, kıyı sularının kullanılma amacına göre değişir. Bu başlıkta sadece yüzme ve su sporları için kullanılan kıyı suyu kalite standartlarından söz edilecektir. Evsel atıksuların denize deşarjında deşarj hattı boyunun belirlenmesinde koliform mikroorganizma konsantrasyonu sınırlayıcıdır. Bu yüzden deşarj sisteminin ekonomik olarak projelendirilmesinde koliform standartları önemli rol oynar. Koliform standartları deniz suyunun halk sağlığı ve estetik bakımdan yeterli özellikte olması göz önüne alınarak belirlenir. Su kirliliği kontrolü yönetmeliğinde de minimum ilk seyrelmenin 40, deşarj derinliğinin 20m. olması öngörülmektedir. 
  
            DDD İzin Verilebilecek Atıksular ve Özellikleri

pH
6-9
Sıcaklık (oC)
35
Askıda katı madde (mg/l)
350
Yağ ve gres (mg/l)
10
Yüzer maddeler Bulunmayacaktır

BOI(mg/l)
250
KOI (mg/l)
400
Toplam azot (mg/l)
40
Toplam fosfor (mg/l)
10
Yüzey aktif maddeler (mg/l)
10

Derin Deniz Deşarjı İçin Uygulanacak Kriterler
1)    Sıcaklık
·         Denize deşarj edilecek suların sıcaklığı 35oC’yi aşamaz.
·         Deniz suyunun sıcaklığını Haziran-Eylül aylarını kapsayan yaz döneminde 1oC’den, diğer aylarda ise 2oC’den fazla arttıramaz.Denize deşarj edilecek suların sıcaklığı 35oC’yi aşamaz.
2)      Katı ve Yüzen Maddeler
Difüzör çıkışı üzerinde toplam genişliği o noktadaki deniz suyu derinliğine eşit olan bir şerit dışında gözle izlenebilecek katı ve yüzer maddeler bulunmayacaktır.
3)      Serbest Bakiye Klor
0.5 mg/l yi aşmamalıdır (su ürünleri yönetmeliği)

Deşarj Edilen Atıksuların Seyrelmesi

                  Deşarj, deşarj hattı üzerindeki tek noktadan  veya birkaç noktadan difüzörlerle yapılır. Atıksuyun yoğunluğu, alıcı ortamda dağılım yönünden kontrol edici parametredir.Deniz deşarjında atıksu yoğunluğu, ortamın yoğunluğundan daha azdır. Deniz suyunun yoğunluğu suyun g/l yoğunluğundan 1000 çıkartılarak elde edilir. Örneğin deniz suyu yoğunluğu 1024 g/l’dir. Deniz suyu yoğunluğu tuzluluk ve sıcaklığa bağlıdır. Atıksu yoğunluğu ise sıcaklık ve biraz da askıda katı konsantrasyonuna bağlıdır. Genellikle atıksuyun yoğunluğu deniz suyundan daha az olduğu için difüzörlerden deşarj edilen atıksu akımı yüzeye doğru çıkma eğilimindedir. Denizlerde sıcaklık ve tuzluluk farkından dolayı oluşan tabakalaşmalar nedeni ile daha derinlerdeki soğuk su katmanları, üst taraftan sıcaklığı daha fazla ve yoğunluğu daha düşük su katmanları tarafından örtülmektedir. Atıksuyun alt tabakalara deşarj edilmesi ile oluşacak atıksu-soğuk deniz suyu karışımının yoğunluğu üst katmanlardaki daha sıcak suyun yoğunluğundan fazla ise atıksuyun yüzeye çıkma olasılığı çok düşük olacaktır.bunun ötesinde su katmanları arasındaki tabakalaşma bu geçişini zorlaştıran faktör olmaktadır. Dolayısı ile eğer deşarj yapılan alıcı ortamda tabakalaşma varsa huzmeye girişim yapan ilk yoğun su daha az yoğun su ortamına yükselirken huzmenin yukarı doğru yüzebilirliği azalır. Bu yükseliş sırasında herhangi bir noktada huzmenin yoğunluğu ortam suyunun yoğunluğu ile eşitlenir, yükselme durur. Huzme orta denge yüksekliğine ulaşır. Şayet tabakalaşma azsa veya kış aylarında olduğu gibi hiç yoksa, huzme su yüzeyine kadar yükselir. Yakınalan olarak adlandırılan ilk karışma bölgesinin ötesinde, Uzak alan olarak tanımlanan bölgede atıksu ortam akıntıları ile taşınır ve difüzyonla seyrelir. Yakın alan ve uzakalanda gerçekleşen seyrelme mekanizması tamamen farklı olduğundan ayrı incelenmiştir.



 Yapılan bu çalışmalar neticesinde;
  • Ege- Akdeniz Bölgesi’nde 37,
  • Marmara Bölgesi’nde 26,
  • Karadeniz Bölgesi’nde 17, Adet Derin Deniz Deşarjı Sistemi bulunmaktadır.



                                                                                                    Onur ŞAHİN




2 yorum: